Vicdan sözlükte: ? bulmak, zenginleşmek, sevmek, üzülmek, öfkelenmek? manasına gelen Arapça ?Vecd? kökünden gelen bir kelimedir.
Şemsettin Sâmi, Kamûs-i Türki?de şöyle ifade eder:
?1. Bulma, bir şeyi bir halde görme. 2. Kalple hissetme, duygu. 3. Kendinden geçme, dalma. 4. İnsanın kalbinde olan gizli bir his; iyilik etmekten hoşlanan, kötülük etmekten huzursuz olan. İyiyi kötüden ayıran ve seçen bir yapıya sahiptir. Bunu vicdan kabul etmiyor. ( Bu dördüncü anlam yeni olup ikinci anlamdan alınmış ve Fr. conscience yerine kabul olunmuştur.) ?
Bazı Arapça sözlüklerde ?kalp? diye açıklanır. Kur?an-i Kerim?de (132 yerde) geçen kalp kelimesi bazı âyetlerde vicdan manasına gelmektedir. Vicdan Akıl, kalp ve nefisle yakından ilgilidir.
Terim olarak vicdan: ?insanın içinde bulunan ahlâkî otorite, ahlâkî değerler ve eylemler hakkında hüküm verme ve yargılama yeteneği? demektir.
Yukarda da belirtildiği gibi Fransızca?da ?ahlâkî şuuru? ifade eden ?conscience morale? tamlamasının vicdan kelimesiyle karşılaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Nitekim İsmail Fenni (Ertuğrul) Lügatçe-i Felsefe?de (Felsefe Sözlüğü, s:125) conscience morale için: ?hissi bâtın, vicdan, hayrı şerden temyiz etme kuvveti, vazife-i hissi, şer işlemekten hasıl olan ıstırap ve hayır işlemekten husule gelen sürür? şeklinde geniş bir tarif yapmıştır. (İs. Ans., c:43, s:100-102)
Vicdan, iyiyi kötüden, hayrı şerden ayırmayı sağlayan iç duygu, ahlâk şuurudur.
Vicdan insana doğruyu ve yanlışı bildiren bir iç sestir.
Kur?an-i Kerim?de vicdan kelimesi geçmez. Ama bir çok âyeti kerimede insanda bulunan iradî fiillerini ahlâk ölçülerine göre denetleyen, iyilik yapmaktan sevinç, kötülük yapmaktan ıstırap duyan ahlakî melekeden bahsedilir ve tövbenin de böyle bir vicdanî hesaplaşmanın ürünü sayıldığı görülür. (Nisâ /4, âyet:17-18; Mâide /5, âyet:38-39; Nahl /16, âyet:119)
İnsanın psikolojik yapısıyla ilgili olarak Kur?an-i Kerim?de (295 yerde) geçen ?Nefis? kelimesi de vicdanın tesirini içine alan geniş bir manaya sahiptir.
Nitekim yüce Allah (cc) nefse yemin ederek şöyle buyuruyor:
?Nefse ve ona bir takım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin olsun ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş ve onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.? (Şems /91, âyet: 7 - 10)
Burada ?fucûr? ve ?takvâ? kelimeleri geçer ki, fucûr kötülükleri, takvâ (Allah korkusu) da iyilikleri ifade eder. Yani yüce Allah (cc) insanı yaratmış, akıl - fıkır, kalp ve nefis vermiş; onun iradesine uygun olarak iyiliği ve kötülüğü, veya hayrı da şerri de yaratmış ve onun içine doğuştan iyiyi kötüden ayıran bir güç yerleştirmiştir. İşte bu güç vicdandır. Her insanın iç dünyasında bulunan sorgulayıcı ve yargılayıcı İlahî bir ses!
Mehmet Âkif ne güzel söylemiş:
?Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır.
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundadır.?
Bu nedenle fıtratı bozulmamış her insan, iyi davranışlarından dolayı huzur ve mutluluk; kötü davranışlarından dolayı üzüntü, suçluluk ve pişmanlık duyar. Böylece vicdan kişinin davranışlarında tutarlı olmasını, kendisini denetlemesini sağlayan bir otoriteye dönüşür. O artık doğru yerden bakar ve hisseder.
İşte tam burada sevgili Peygamberimizin şu hadisi şerifi akla gelir:
? Müftüler ( fetva-akıl verenler) sana ne kadar fetva verirse versin, sen kalbine (vicdanına) danış!? ( Müsned, IV, 194, 224; Darımı, Büyü, 3; Hak Dini Kur?an Dili, c:8, s:5857-5860)
Bu ne müthiş bir cümle! Ama bu olgunluğa erişmek için bozulmamak ve bu manevi duygu ve solumluluğu besleyecek bir eğitim şart. Kur?an-i Kerim?in tabiriyle ?kalpleri, gözleri ve kulakları mühürlenenler!..? bu vicdanî sorumluluğa erişemezler. Onlar ne iyilikten huzur ve mutluluk, ne de kötülükten elem ve ıstırap duyamazlar...
Çünkü vicdanları kalmamıştır. Vicdansız deriz ya. Öyle bir şey... Maalesef fazlasıyla var.
İşte her zaman ve her yerde eğitim en önemli iş olarak karşımıza çıkar. Çünkü insandaki her tabii yetenek gibi vicdanın da bozulmaması, gelişmesi insanların yetişme şartlarına ve eğitime bağlıdır. Çocuk anne -babasından aldığı ahlâkî değerleri eğitimle, toplum ve çevrenin tesiriyle koruyabileceği gibi kaybedebilir de...
Bu nedenle çocukları, gençleri dürüst, vicdan ve ahlâk sahibi insanlar olarak yetiştirmek çok önemli. Bunun için kötülüklerden kaçınmak, iyiliklere sarılmak gerekir. Kendisi için sevdiğini başkaları için de sevmek, kendisi için sevmediğini başkaları için de sevmemek, insanları bu olgunluğa eriştirmek.
Vicdan konusunda (yabancılara ait) bir kaç güzel söz:
?En mükemmel adalet vicdandır.? V. Hugo
?Hiçbir suçlu kendi vicdanında beraat etmez.? Juvenal
?İnsan kendi vicdanından bir şey gizleyemez.? Cheov
?İnsanlar kötülüğü, arzuları kuvvetli olduğundan dolayı değil, vicdanları zayıf olduğundan dolayı yaparlar.? John Stuart Mill
?İradene hakim ol, fakat vicdanına esir ol.? Aristo
?İyi bir vicdan en iyi yastıktır.? C. Brentana
?Vicdan azabı, insanın içindeki bir cehennemdir.? Byron
Yüce Allah (cc) vicdansız bırakmasın, vicdansızların şerrinden korusun!..