İLYAS TEKİN (Arştırmacı-Eğitimci - Yazar)


RAMAZAN VE ORUÇ


Recep, Şa`ban derken Ramazan ayına kavuşmuş bulunuyoruz. Maddi ve manevi kurtuluşa vesile olur inşaallah!
"Ayların Efendisi, Onbir Ayın Sultanı" diye bilinen Ramazan ayının güzelliklerini ve faziletlerini bir yazıda anlatmak mümkün değil. Ancak özet olarak daha önemli yönlerine dikkat çekmeye çalışacağız.
Ramazan ayı Rabbimiz tarafından Kur`an-i Kerim`de ismen zikredilerek övülen tek aydır. Önce Bakara süresinin (2) 183 ve 184. ayetlerinde orucun sayılı günlerde farz kılınması, hasta ve seferi (misafir) olma durumları anlatıldıktan sonra 185. ayette Ramazan ayından şöyle bahsedilmektedir:
"Ramazan ayı ki, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur`an`ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden o aya ulaşanlar oruç tutsun. Kim de hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık diler, zorluk dilemez..."
Faziletli olmasının sebebi, ayette belirtildiği üzere, Kur`an-i Kerim`in bu ayda indirilmesidir. Evet Kur`an-i Kerim`in ilk 5 ayeti, Hıra Mağarası`nda ve Kadir Gecesi`nde indirilmiştir. Bu basit bir tesadüf değil, O`nun seçtiği özel bir zamandır. 
Nitekim yüce Rabbimiz, Kadir Gecesi için ayrı bir süre indirmiştir. Yani senenin en faziletli gecesi. "Bin aydan daha hayırlı olduğu" bu sürede açıkça bildirilmiş. Bin ay, 83 sene 4 ay eder. 
Kadir Gecesi, bir çok hikmet sebebiyle gizli olmakla beraber, Ramazan`da olduğunda şüphe yoktur. Özellikle de hadisi şeriflerde açıklandığı üzere Ramazan`ın son on günü, son on günün tek geceleri veya 27. gecesinde olduğu ümit edilir.
Onun için "Her geceyi Kadir bil, her geleni Hızır bil!" denilmiştir. O geceyi denk getirmek o kadar kolay değil, herkese nasip olmaz, ancak layık olanlar denk getirebilir.
"Evveli (ilk on günü) rahmet, ortası (ikinci on günü) mağfiret (af) ve sonu (son on günü) de cehennemden kurtuluş günleridir." (Hak Dini Kur`an Dili,c:1,s:644)
İşte Ramazan ayı böyle mübarek bir ay olduğu için adeta onu karşılamak üzere ondan önce iki ay daha gönderilmiştir. 
Çok manidardır ki oruç ve Ramazan ayetlerinden hemen sonra şu ayeti kerime gelmektedir:
"Eğer kullarım beni sana sorarlarsa, (söyle onlara) muhakkak ki ben (onlara) çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin duasına icabet ederim (cevap - karşılık veririm)." (Bakara süresi/2, ayet: 186) 
O`nun bize yakınlığı konusunda başka bir ayeti kerimede de:
"Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız." (Kaf süresi /50, ayet:16) buyurulmuştur. Evet O bize bizden daha yakındır.
Demek ki yüce Allah (cc)`dan istemesini bilirsek, O duamızı kabul eder ve asla boş çevirmez. Ancak ne çıkar, o belli olmaz. Bazen istediğimiz şey, hakkımızda hayırlı olmayabilir. Hepsinde hikmetler vardır. Hayırlısını istemek daha doğrudur.
Sevgili Peygamberimiz Ramazan ayı hakkında şöyle buyurmuştur:
     "Ramazan ayı girdiğinde cennet kaplıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır." (Buhari, savm, 5, bed`ül-halk,11; Müslim, siyam, 1,2,4,5)
Cennet kaplılarının açılması, İlahi rahmetin her zamankinden daha büyük çapta tecelli etmesi; cehennem kapılarının kapanması da, devamında ifade edildiği gibi cehennem davetçisi olan şeytanların faaliyet alanlarının daraltılması, etkilerinin kısıtlanması demektir.
Başka bir hadisi şerif:
"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını (yalnız) Allah`tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." (Buhari, İman,28, savm, 6; Müslim, siyam, 203, müsafirin, 175)
Şüphesiz ki bu aftan da kul hakları müstesnadır. Kul hakkını ancak hak sahibi affeder. Kul hakkı, ne namazla, ne oruçla ve ne de hacla affedilmez... Onun için üzerİnde kul hakkı olanların dünyada bu işin gereğini yaparak ve hak sahibiyle helalleşerek halletmesi lazım. Öbür tarafa kalırsa, orada varsa sevapları alınır hak sahibine verilir; yoksa hak sahibinin günahlarından alınır ona yükletilir. Herkes hakkıını mutlaka alır. 
Yine sevgili Peygamberimiz buyuruyor:
"Aziz ve Celil olan Allah: `İNSANIN ORUÇ DIŞINDA HER AMELİ KENDİSİ İÇİNDİR. ORUÇ BENİM İÇİNDİR, MÜKAFATINI DA BEN VERECEĞİM.` buyurmuştur.
Oruç (kötülüklere karşı) bir kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da kavga etmek isterse, `BEN ORUÇLUYUM.` desin.
Muhammed`in canı kudret elinde olan Allah`a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında  Misk kokusundan daha güzeldir.
Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç  anı vardır: Birisi iftar etiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu zamandır." (Buhari, savm, 9; Müslim, sıyam, 163)
Son cümle, Müslim`in diğer  rivayetinde (sadece): "Rabbine kavuştuğu zaman" diye geçmektedir.
Bilindiği üzere iyilik ve iyi amellere karşı mükafatın en azı bire ondur. Bir kötülüğün cezası ise sadece birdir. (En`am süresi /6, ayet: 160) Allah (cc) yolunda infak ve yapılan hayırlı hizmetlerin karşılığının yediyüz misline kadar çıkacağı, niyet ve ihlasa göre (çok daha fazla) kat kat olacağı ayetlerle sabittir. (Bakara süresi /2, ayet:261) Oruç da böyledir.
En azından hesap edersek: bir ay oruç tutan insan 300 gün oruç tutma sevabı alır. 6 gün de (Ramazan`dan sonraki ay) Şevval ayında oruç tutarsa 60 gün. Bu da çok sevaptır. Böylece 360 gün olur. Zaten sene 365 gün. 5 gün bayram günleridir. Biri Ramazan Bayramı, 4`ü de Kurban Bayramıdır. Ki bu günlerde oruç tutmak zaten haramdır.  Burada dikkat çeken önemli bir nokta da "Oruçlu  iken size kötü söz söyleyen veya kavga etmek isteyen olursa, `BEN ORUÇLUYUM!` desin." cümlesidir. İşte Ramazan ayı, kötülüklere karşı bir kalkan olan oruç ibadeti, iftar sofraları, teravih namazları, camilerde ve bir çok evde okunan mukabele, zekat, sadaka fitreleri, hayırlar, fakir -fukarayı sevindirmekle diğer aylardan farklı bir aydır. İşte bir ay boyunca yapılan bütün bu ibadetler, hayırlar ve iyi işler nedeniyle adeta karşılığını almak üzere bayram yapıyoruz. Ne mutlu Ramazan ayını hakkıyla değerlendirenlere... Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan Bayramınızı tebrik eder; trafik ve iş kazalarının azalmasına, sevgi, saygı, hoşgörü, birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının yeşermesine vesile olmasını dilerim.