Hayatı yaşamak tabiri ile çok karşılaşırız. Özellikle gençler arasında son zamanlarda yaygın olarak kullanılmakta ve uygulanmaya çalışılmaktadır. Bunun altında aslında sorumluluk duygusunun ve olgusunun zedelenmesi yatmaktadır. Hiçbir sorumluluk altına girmeyen, toplumda yaşamanın gereklerini yerine getirmekten kaçınan bir zihniyetin dışa yansımasıdır bu durum.
Zamanımızda cep telefonunun esiri olan gençlik sanal ortamdaki durumu hayatın gerçeklerine de uyarlamaya başlamış bu gün ve andan başka bir şeyi düşünemez olmuştur. Kendinden başka hiçbir şeyi görmez hale gelmiştir. Kendisini iki parmak ve sığ bir düşünceye hapsetmiştir. Eskiden test ve tost arasına sıkışmış çocuklardan bahsederken şimdi açı daha da daralmış iki parmak ve bir telefon haline gelmiştir çocukların dünyası. Tabi’i ki bunun gerçekte göstergesi ise sadece kendini düşünen ve varlığı kendi hayatını yaşamak olarak gören bir ahlaki yozlaşma ortaya çıkmıştır.
Hayatın bir bütün olduğunu, aile, yakın ve uzak çevre ve toplumdan meydana geldiğini gençliğimize tekrar öğretmeliyiz. Ancak bu yolla sorumluluk duygusunu tekrar canlandırabiliriz.
Ayağını sıcak tut başını serin, hayatını yaşa düşünme derin!. Fakat unutmamak gerek ki, hayatını düşünmeden yaşayanların sonunda duydukları pişmanlık çok derin oluyor; ama bu derin pişmanlığın hiçbir faydası olmuyor. Öyle ise gelin biz hayatımızı düşünerek, hesabını yaparak yaşama kararı alalım yeni yılımızda. Hesabını verebileceğimiz nice yeni zaman ve hayatlar dileğimle…
