Şafak sökerken seherışıkları yeryüzünü aydınlatırken uyanmaya çalışan yüreğimle dalmışsokakları seyrediyordum. Karanlığın aydınlığa dönüşünü, sabahın uyanışını seyrediyor ve hayallere dalıp gidiyorum, sonra kaybettiğim kendimi arıyorum.
Herkes bir tarafa doğru koşuyor, bir şeyler arıyor. Kaybettiklerini görmeden ilerliyor. Mahşeri kalabalıklar içinde kaybolan, kendini bulmak için geçen zamanı bile fark edemedenkoşuyor.Yorgun ve kalabalıktı sokaklar, herkes yapayalnız aradığının ardından yürüyor emin adımlarla.
Arayan yalnız ben miyim? Yalnız beni mi alıp götürmüştü, beni mi yutmuştu bu kalabalıklar, tek ben miydim kendinden uzak olan? Herkes bir şeyler kaybetmiş, bir şeyin peşinden onu yakalamak için koşuyordu bir yöne doğru…
Kimi zamanı yitirmişti, zamanın peşinden savrulan kendini yitirmişti. Sevincini özlemini, hüznünü ve gözyaşını toparlamaya çalışıyor ve bir taraftan da koşuyordu kendini geride bırakan zamanın peşinden...
Kimi sevgisini, mutluluğunu kaybetmişti. Kavgadanyorulmuş benliği sevgiyi, mutluluğu özlemişti onu arıyordu, kendini sevenleri hiç fark etmeden geçip gidiyordu...
Kimi yüreğini paylaşacak birini ararken savruluyordu dört bir yana. Sonra yorulup durduğu her köşede kendine gönül kapısını açanları göremeden ilerliyordu.Doğan güneşi, ıhlamur çiçeğini, mor salkımların ardında açan gülü veboğazın enginliklerinden martısesleriniduymadan, yürüyordu...
Kimisi, dünyayı arıyordu sanki içinde olduğundan habersiz, içinde bulunduğu şeyi arıyordu. Yanından geçip gideni, elindekini, önündekini, göremeyecek kadar dalgın ve yoğundu…
Kimisi de benim gibi kalabalıklar arasında kaybolmuş, sanki bir yerlerde unuttuğu, geçmişte bıraktığı kendini arıyordu. Aradığının kendinle olduğunu unutarak.
Herkes yoğun bir arayıştaydı. Öyle bir arayışla geçer zaman, aradıklarını bulduğunu fark edemeden. Aramakla bütünleşmiş gönüller. Aramak, bulmak için geldiniz,ancak bulduklarınızı fark edemeden de geçip gidiyorsunuz.
Hepimiz aramak, iyiyi doğruyu bulmak ve yaşamak için doğmuşuz.Aradıklarımız, arayıp bulduğumuz herşey bizi aradığımıza getirecek olandı, galiba bunu da unutmuşuz…
Evet, o arayıp da bulamadıklarımız yaşadığımız her anda vardı, fakat bunu da unutmuştuk. Galiba biz anı yaşamayı unutmuştuk. Kimimiz geçmişte kimimiz gelecekte bırakmıştı kendini…Bu hayatın, bu evrenin, her şeyin bize ödünç verildiğini unutmuştuk. Kimileride zamanı geriden takip ettiklerinden hep geç kalıyorlardı sanki... Kimi zamandan daha önce gidiyordu, bulduklarını geçip gidiyor hiçbir şey fark edemeden, sonra geriye döndüğünde üzülüyor,pişman oluyor,geçip gittikleri için...
Hep yoğun yaşadık bu hayatı, şimdi de anı yaşamayı, yani görevimizi yapmayı unuttuk. Bütün sorun da buydu aslında, aradığımız her şey eninde sonunda bizi bulacaktı. Çünkü istediğimiz her şeyi bulacaktık anı yaşayarak.Anı yaşayarakgerçeği görecektik ve hayat bize gerekli olanı verecekti…
Ancak biz anı yaşamayı unutmuştuk...