Bilindiği üzere güzel Türkçemize son yıllarda yabancı sözcükler girmektedir. Bu sözcüklerin bir kısmı dilimize zorunlulukla girerken,bir kısmı da dilimize giren bu sözcükle ilk bakışta dilimize renk katıyormuş gibi görünse de dilimizi tamamen yozlaştırmıştır.
Tabiki günümüzde artık sınırlar ortadan kalkmıştır. Ülkeler, milletler ve diller arası etkileşim çok fazladır. Bunun içindir ki dilimizde bu etkileşimden nasibini almaktadır. Fakat bunu koruyamazsak dilimizin aslı ortadan kalkacak ortaya karışık bir dil çıkacaktır.
Bunun bir sebebi de diğer dillere olan ilgi ve meraktır. Bazı insanlar cümlede yabancı kelimeleri kullanmayı bir marifet, bir üstünlük olarak görmektedir. Bu kelimeler bir süre sonra kabullenmiş ve tüm toplumumuz bunları maalesef günlük hayatta kullanmaya başlamıştır.
Birden ne olduğunu nerden geldiğini gitmediğimiz kelimeleri sanki yıllarca kullanıyormuşçasına benimsemişizdir.
Dilimizde önceleri Farsça ve Arapça bir çok kelimeler girmiş fakat günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle ‹ngilizce ve Fransızca kelimelerin sayısı hayli artmıştır.
Sokağa sokağa çıktığımızda şöyle bir çevremize bakarsak alışveriş merkezlerinin adları ,dükkanları adlar yabancı kelimelerdir.Örneğin;
Hair, kuaför,formen, fast food, privote room, Grand otel, sheiten otel,show room vb. onlarcasını sayabiliriz.
Yine günlük dilimizde kullandığımız; triblex, jenerasyon,partner, ambians,imitasyon,gibi hepimizin kullandığı onlarca kelime bulunmaktadır.
Tabiî ki yabancı kelimeleri çok kullanmamız bizim ileri seviyelere çıktığımızı göstermez. Tam tersine dilimizde büyük bir yozlaşmayı gösterir.
Bizim gibi çok büyük bir tarihi geçmişi olan, örfleri , gelenekleri olan bir milletin dilinin yozlaşması geçmişine ve geleceğine yapılmış en büyük darbedir. Bir milletin kendine yaptığı bu kötülüğü kimse yapamaz.
Sonuçta , dilimizin iki şekilde yozlaştığını görüyoruz. Birincisi batılaşma ve modernleşme adına kullandığımız yabancı kelimelerin dilimize girmesi, diğeri ise kendi özkültürümüze, geçmişe karşı ilgisizliğimiz ,uzaklaşmamızdır.
Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK ün iki sözüyle yazımı noktalamak istiyorum.
Bir ulusun dili bütün kavramlarını oluşturacak şekilde gelişmemişse o ulus bilim ve kültür alanında bir varlık gösteremez.(1924)
Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti ,dilini de yabancı dillerin boyundurukluğundan kurtaracaktır. (2 Eylül 1930)